Sanatın Dünyaya
Açılan Kapısı

Artık yeni bir dünyamız var. Hareket yeteneklerimiz her geçen gün yeni aktivitelerle artıyor. Algılarımız, bakışmalarımız sanal bir boyutta, sahiciliğin yerini izlenimler alıyor. Buluşma noktaları uçlar arasında ve de bu kadar hız hayalimizi zorlayacak boyutta ilişkiler ağı ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla bu olağan üstü çokçuluk algılarımızı sıradanlaştırıyor. Belleğimiz belki de bizi korumak için bir kaydırak gibi her şeyi iz bırakmadan sonsuzluğa gönderiyor.

Havalimanları ise sözünü ettiğimiz durumların en hızlı gelişen mekânlarından biri: Ortak hedefleri bir yerlere varmak olan farklı kültürler, inançlar ve yaşamların yolcularının birbirlerinden habersizce buluştukları yerler. Kimi zaman menzile ulaşmanın verdiği heyecanın etkisiyle kimi zaman da terminallerin iletişimden uzak tasarımlarından dolayı bu geçici mekânlardaki yolcuların yolculukları, öteki hayatların farkına bile varmadan sona erer.

Şunu söylemek pek abartılı olmasa gerek; havalimanları kişilerin kendi iradeleriyle buluştukları çatışmasız alanlardır. Belki de belleğin kendini akışa terk ettiği, özgürleştiği demokrasi noktaları olarak iletişime açık mekanlardır. Dolayısıyla yolculuğun ve havalimanının bu yapısından ilham alarak hem mekânı hem insanı hem de sanatçıyı ortak bir noktada, sanatla buluşturmak son derece anlamlıdır.

Dünyanın en büyük buluşma noktalarından biri olan İstanbul Havalimanı, yoğun insan trafiğini mutlu etmeye çalışırken sanatın devreye girmesiyle bu ilişkiye estetik bir boyut kazandırıyor. Öte yandan sanatın iyileştirici ve barışçıl gücüyle yolcuları buluşturması da son derece önemli. Hemen her şeyin belli bir sistematikle kendine çözüm aradığı dünyamızda ihmal edilmiş alanlardan birisi olan sanat ve hayat buluşması için yeni çözümler önermek çağcıl bir sorumluluktur diye düşünüyoruz. Bu bağlamda sanatçıya mekan tanımı dışında hiçbir kısıt koymadan, onun özgür önerileriyle estetik bir çevre oluşturmak bu buluşmayı daha da anlamlı kılacaktır. Biraz daha ötesine baktığımızda sanat pazarının kendine ait kuralları içerisinde çoğu zaman ifade alanı bulamayan sanatçıların önerilerine ve katılımlarına ortamı açık tutmak, bu, insana açık alanı daha anlamlı kılacaktır.

Genç sanatçılar çağımızın geleceğini temsil ederler. Ancak onların oluşturma ve önerme koşullarını işler tutmak sanata yönelik sorumluluklardan birisidir. Bu bağlamda havalimanı projesinin bir bölümünü sadece genç sanatçıların katılımına ayırarak bir pozitif ayrımcılık yapmak anlamlıdır. Öteki alanlar ise tümüyle her kuşaktan sanatçının önerisine açık tutulmuş ve bu yönüyle de kuşaklar arası buluşma ortamı oluşturulmuştur. İGA ART projesinin bu gerekçelerle işlevlerine sanatsal ve kapsayıcı bir boyut ilave ederek, ön açıcı bir girişimde bulunması amaçlanmıştır. Her öneriye, her tekniğe ve herkese açık bir yeni sanatsal enerji üretmek, ülkemizin kültür ve sanat ortamına büyük bir katkı getirecektir. Bu ortamda İstanbul’un ve Anadolu’nun kültürel belleğinin, çağa ait enerjisinin ayırımsız bir biçimde en üst düzeyde paylaşılması da son derece dikkate değerdir. Ülkemizde yer alan gerek süreli gerekse uluslararası etkinlikler için de bu proje kapsamında geniş yer ayrılacak, böylece dünya insanı kültür sanatla birlikte yeni bir mekana da kavuşmuş olacaktır.